Güney Afrika’dan Bakır Yatırımlarına Geçiş
Harmony Gold Mining (NYSE:HMY), dünyanın en büyük altın üreticilerinden biri olarak öne çıkıyor. Şirket, 2025 yılında 1.5 milyon ons kadar altın üretmeyi hedefliyor. Faaliyetlerinin büyük kısmı Güney Afrika’da yoğunlaşsa da, Harmony son dönemde özellikle bakır madenciliğine yönelik yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Bu hamle, şirketin yalnızca altına dayalı gelir yapısını çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olarak görülüyor.
Harmony’nin son satın almaları, uzun vadeli büyüme potansiyeli açısından olumlu değerlendiriliyor. Ancak şirketin operasyonlarının büyük ölçüde Güney Afrika’ya bağımlı olması, siyasi ve operasyonel riskleri beraberinde getiriyor.
Hisse Değeri ve Risk Profili
İndirgenmiş Nakit Akışı (DCF) analizine göre, Harmony’nin mevcut hisse fiyatı şirketin içsel değerine oldukça yakın. Bu durum, mevcut fiyat seviyelerinden yatırımcılara sınırlı getiri sunabileceğine işaret ediyor. Jeopolitik belirsizlikler ve operasyonel riskler göz önünde bulundurulduğunda, şirketin hisse senetlerinin “Tut” seviyesinde değerlendirilmesi öneriliyor. Şirketin büyüme projelerinde ilerleme kaydetmesi ve kaynak çeşitliliğini artırması, gelecekte bu görünümü olumlu yönde değiştirebilir.
Finansal Geçmiş ve Yatırımcı Deneyimi
Bu değerlendirmeyi kaleme alan analist, 2025 itibarıyla 10 yılı aşkın süredir şirket analizleri yapıyor. Petrol, doğalgaz, altın ve bakır gibi emtia sektörlerinden teknoloji devleri olan Google ve Nokia’ya kadar geniş yelpazede 1000’i aşkın şirketi derinlemesine incelediğini belirtiyor. Yaklaşık üç yıl süren blog yazarlığı sürecinin ardından, değer yatırımına odaklanan bir YouTube kanalı üzerinden yüzlerce şirketi analiz etti. Analistin favori sektörleri arasında maden ve metal hisseleri yer alırken, tüketici ürünleri, gayrimenkul yatırım ortaklıkları (REITs) ve kamu hizmetleri gibi alanlarda da kendini rahat hissettiğini ifade ediyor.
Tarafsızlık ve Yasal Uyarı
Analist, söz konusu yazıyı kendi inisiyatifiyle kaleme aldığını, bu makalede yer alan şirketlerde herhangi bir hisse ya da opsiyon pozisyonu bulunmadığını, önümüzdeki 72 saat içinde de böyle bir pozisyon açmayı planlamadığını belirtiyor. Yazının yalnızca bilgi amacı taşıdığı ve herhangi bir yatırım tavsiyesi içermediği de açıkça vurgulanıyor. Geçmiş performansın gelecekteki sonuçlar için garanti oluşturmadığı hatırlatılıyor. Ayrıca yazıda yer alan görüşler, Seeking Alpha platformunun genel bakış açısını yansıtmayabilir. Platformun lisanslı bir yatırım danışmanı ya da aracı kurum olmadığı da belirtiliyor.
Altın Fiyatları: Küresel Gelişmelere Duyarlı Seyir
Altın vadeli işlemleri, Başkan Trump’ın 7 Ağustos’taki gümrük tarifesi kararı öncesinde üç günlük yükselişini sonlandırarak hafif düşüş gösterdi. ABD’nin Hindistan’dan yapılan ithalatlara ek %25 vergi uygulayacağı açıklanırken, Brezilya ürünlerine yönelik gümrük vergisi oranı %50’ye çıkarıldı. Spartan Capital’dan Peter Cardillo’ya göre, altın fiyatlarındaki bu geri çekilme, yatırımcıların kâr satışına yönelmesiyle açıklanıyor. Ön ay teslimli altın, günü %0,1 düşüşle ons başına 3.380 dolardan kapattı.
Ekonomik Belirsizlikte Altına Yöneliş Devam Ediyor
Öte yandan, altın fiyatları gün içinde hafif gerilese de haftalık bazda %3,1 artışla çok ayların en yüksek seviyelerine yakın kalmayı sürdürüyor. Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerin altında kalması ve önceki aylara ilişkin verilerin aşağı yönlü revize edilmesi, yatırımcıların güvenli liman arayışını artırdı. Ayrıca Salı günü açıklanan ISM Hizmetler Endeksi verilerinde fiyat artışlarının hız kazanması ve büyüme göstergelerinin zayıflaması da stagflasyon endişelerini tetikledi. Tradu.com analisti Russel Shor’a göre, Fed artık faizleri indirerek enflasyonu yeniden körükleme veya faizleri sabit tutarak ekonomik yavaşlamayı derinleştirme arasında zor bir tercih yapmak zorunda. “Her iki senaryoda da altın parlamaya devam eder,” diyor Shor. Düşük faiz ortamı, faiz getirisi olmayan altını cazip hale getirirken, zayıf ekonomik büyüme ise güvenli liman talebini destekliyor.